top of page

“It’s Always Sunny in Philadelphia”: Gerekçeli Sosyopatlık ve İlahi Adalet Kavramının Yıkımı

  • Yazarın fotoğrafı: Dila
    Dila
  • 5 Eki 2017
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 6 Ara

ree

Kimin iki başparmağı var ve bu yazıya nasıl başlayacağını bilmiyor? *kendimi gösteriyorum* Bunun nedeni It’s Always Sunny in Philadelphia’nın uzun soluklu bir yapım olması veya nereden başlayacağımı bilememem değil, Seinfeld-vari elle tutulmazlığı.


Sunny bir durum komedisi olarak ortalama ömrünü fersah fersah aşmasına rağmen hâlâ aynı tazelikle devam ediyor, kendi üzerine düşmeyen konuları inatla kurcalayıp sinir etmeyi başarıyor. Sanki iki gözü kataraktlı olduğu için doğru dürüst görmeyen, vücudunun yarısı metalden oluştuğu hâlde ille de koltuğu kaldırıp altını süpürmekte ısrar eden; dünyanın gidişatından habersiz ama her konuda patavatsızca fikri olan yaşlı bir teyze gibi… Evde sürekli yakınarak ortalıkta dolaşıp duruyor, sinir bozuyor ama gözümüzü de bir türlü ondan alamıyoruz. Fakat hem kendimden hem de diğer izleyici yorumlarından anladığım kadarıyla, çoğumuzun diziyi bırakmaya da hiç niyeti yok.


Burada yaptığım yaşlılık göndermesi yalnızca dizinin on iki sezondur devam ediyor olmasına değil. Aynı zamanda “tüm zamanını belirli bir mekânda geçiren bir arkadaş grubu” formatının da artık uzun süredir sömürülüyor olmasına...


Sunny teknik açıdan arkadaş grubunu ve beraber vakit geçirdikleri barı ile Friends’i; “hiçbir şey hakkında” oluşuyla Seinfeld’i andırıyor. Fakat bu benzerlik, büyük resimde çok silik kalıyor. Çünkü Sunny’yi diğerlerinden ayıran şey, karakterleri ve bu karakterlerin anlatıda sunuluş biçimi.


Dennis’in tecavüz imaları, üstü kapalı cinayet itirafları ve hissizliği ile belirgin bir psikopat oluşu; Sweet Dee’nin akıl almaz narsisizmi; Frank’in iş dünyasındaki acımasızlığı (bkz: terhane); Charlie’nin uhu bağımlılığı, suç düzeyindeki takipçilik eğilimleri, akli denge bozukluğu ve hem kendisi hem de çevresi için tehlikeli zekâ geriliği; beyni yıkanmış ama hiç sıkılmamış Mac’in ikiyüzlü yobazlığı… Bir de grupça hayatlarını mahvettikleri - hatta ölümüne sebep oldukları - insan koleksiyonu.


Kısacası: Sunny, hazmedilmesi kolay bir dizi değil.


Üstelik tecavüz, çocuk istismarı, kadın cinayetleri, ırkçılık, homofobi ve işçi sömürüsü gibi her hassas konuya hiç alışık olunmayan bir açıdan yaklaşmayı kendine görev edinmiş durumda - bunu görmek için bölüm isimlerine bakmak bile yeterli. Böyle bir karakter kadrosu ve işledikleri konularla ortalama bir drama ikinci bölümde çökerdi; ortalama bir sitcom ise üçüncü sezonda “gülerken suçluluk hissettiriyor” diye iptal edilirdi.


Peki Sunny’nin devam etmesini sağlayan şey ne?


Bence burada devreye dizinin karakterleri izleyiciye sunuş biçimi giriyor ve bu savımı biraz psikopatoloji ile destekleyeceğim. Frank’in ikinci sezonda gelişiyle karakterler basmakalıplıktan uzaklaşmaya başladı. Dennis ve Dee’nin babası olan Frank, beraberinde getirdiği “çöp suyu kişilik” ile bize bu ikilinin sorunlarının doğuştan gelmediğini gösterdi. Dizi ilerledikçe her karakterin yetiştirildiği ortam ebeveynleri aracılığıyla sunuldu ve anladık ki: Bu insanlar maceraya koşan “yaramaz bir arkadaş grubu” değil, kötü yetiştirilmiş problemli bir insan topluluğu.


Para avcısı bir anne ve Frank gibi bir baba ile büyüyen Dennis ve Dee; hapisten iki adım uzaklaşamayan bir baba ve hayatı boyunca üç cümleden fazlasını kurmamış bir anneden doğan Mac; ve nemfomanisinin derecesi aptallığıyla paralel ilerleyen bir anne tarafından büyütülen Charlie… Bu karakterlerin çocukluklarında sağlıklı bir kişilik gelişimi için gereken ilgi ve şefkati görmediğini varsaymak sanırım zorlayıcı değil.


Bu ilgi ve sevgi eksikliği, grupta ortak görülen sosyopatik eğilimlerin yanı sıra bireysel düzeyde de kendini gösteriyor: psikopati, nevrotiklik, narsisizm… Böylece tek boyutluluktan kurtulmuş karakterler daha derin ve işlevsel hâle geliyor. Ana karakterlerden yalnızca Frank’in geçmişine dair net bilgi yok; ama bunun gerekçesi de muhtemelen baby boomer* oluşu.


Sunny’nin benimsediği bu natüralist anlatı, yalnızca karakterleri derinleştirmiyor; aynı zamanda kurgu içinde işlevsel bir araç olarak da kullanılıyor. Karakterlerin yaptıkları kötülüklere bir gerekçe sunuyor ve bu sayede dizinin evreninde ilahi adaletin işleyişi erteleniyor.


Problemli grubumuz şu zamana kadar mala, mülke, insana ve Amerika’nın eğitim sistemine türlü zararlar verdi fakat hak ettikleri ceza neredeyse hiç görünür olmadı. Bölüm içinde ufak tefek itfalar yaşansa da büyük ölçekte çoğu şey yanlarına kâr kalıyor. Örneğin ilk sezonda, tek hatası Dee’den hoşlanmak olan içi pamuk şekerle dolu bir rahibi, Harvey Dent suratlı bir kokain bağımlısına çevirdiler ama kaç sezondur ne doğru düzgün özür dilediler ne de karşılığını gördüler.


Kurgularda kötü bir karakterin geçmişine dair hüzünlü bir geriye dönüş sunulduğunda, izleyici yapılan kötülüğü daha savunulabilir bulur. Sunny’de de aynı mekanizma işliyor: Karakterlerin sorunlu geçmişlerine ne kadar inilirse, seyirci ilahi adaleti o kadar gereksiz buluyor. İlahi adalet yoksa, doğal olarak dizinin de elle tutulur bir sonu olmuyor ve bu sayede Sunny, on dördüncü sezonunu ve muhtemelen fazlasını rahatlıkla çıkarıyor.


Yeni sezonun önceki sezonlardan hiçbir farkı yok: değişmeyen kaba mizah, aynı pis cüretkârlık, aynı küfürler, aynı desibelde kahkaha… Üstelik Sunny’ye çok yakıştırdığım bir bottle episode** bile var. Dizinin düzenli izleyicileri için beklentileri ne aşan ne düşüren, tatmin edici bir sezon.


Eğer diziyi izlemeye başlamayı düşünüyorsanız, birikmiş sezonlar ve “ilk sezonlar kesin kötüdür” varsayımı gözünüzü korkutmasın; bu diziyi izlemek, perdesini açık unutmuş karşı apartmandaki daireyi gözetlemek gibidir. Yaptıkları en gündelik işleri bile gözünüzü alamadan izlersiniz, sonra bir bakmışsınız ışığı kapatmışlar.


Dizinin tüm sezonlarını ülkemizde Disney Plus üzerinden izleyebilirsiniz.



*Baby boomer: II. Dünya Savaşı sonrası ABD’de nüfus düşüşünü çözmek için teşvik edilen nüfus hareketinin ortaya çıkardığı kuşaktır.


**Bottle episode: Minimum set ve karakterle çekilen dizi bölümü.


 
 
 

Yorumlar


Abonelik Formu

©2021, apatot tarafından kurulmuştur.

bottom of page