top of page

Bo Burnham’dan Gösteri Olmak İstemeyen Bir Gösteri: “Make Happy”

  • Yazarın fotoğrafı: Dila
    Dila
  • 5 Ara 2017
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 6 Ara

ree

Stand-up formatı, o doğuştan nükteye sahip komik arkadaşın sahneye yerleştirilip karşısına tanımadığı bir salon dolusu insan oturtulması fikrine dayanıyor. Fakat işin içine sermaye girdiğinde bu doğallık hızla kayboluyor ve sahnedeki kişinin bir palyaçodan farkı kalmıyor. Etkileşimli bir tiyatro biçimi olan ve dördüncü duvarı geleneksel olarak tanımayan stand-up, seyircinin “para ödedim, tüketmek istiyorum” güveniyle birleştiğinde sanatçıyı icrasını kaçınılmaz biçimde kurgusallaştırmaya itiyor. Üstelik performansçı, bütün bu kurguya rağmen anlatının kendiliğinden geliştiğine seyirciyi ikna etmek zorunda. Louis CK ve Mike Birbiglia gibi isimler bunu iz bırakmadan başarıyor; Bo Burnham ise bu yalana ortak olmayı reddediyor. Eğlence sektörünün Y kuşağıyla birlikte post-postmodernizmin etkisine fazlasıyla girdiği bugünlerde, “meta” kavramının stand-up için hâlâ yeni olmasının nedeni belki de bu. Pek çok komedyen meta şakalar kullanıyor, ancak Bo bu kavramı çok daha geniş bir ölçekle ele alıyor. Make Happy neredeyse her anında kendine referans vererek sahnedeki ilk tam anlamıyla “meta–stand-up” olma niteliğini kazanıyor.


Önceki işlerinde benimsediği “kibirli sanatçı” ve “depresif ergen” persona’ları, Make Happy'de “mutsuz palyaço”ya dönüşüyor. Gösteri, Bo’nun palyaço makyajıyla uyanıp sahneye hazırlanmasını gösteren bir videoyla açılıyor; böylece gösteride komedyenliğin karanlık tarafına ilk adım atılıyor. Performans boyunca seyirci Bo’nun hayatına dair neredeyse hiçbir şey öğrenmiyor; kişisel komik anılar tamamen dışarıda bırakılmış. Bazen kendine dair bir şeyler anlattığını düşündüğünüzde bile bunların performansın sürekliliği için üretildiği hissi ağır basıyor. Böylece kişisel anılara dayalı klasik stand-up anlayışına doğrudan meydan okuyan bir yapı kuruluyor. Bo’nun gösterinin ücretli bir performans olduğunu hem açıkça hem de dolaylı yollarla seyircinin gözüne sokması yetmezmiş gibi, gösterinin ortasında bir Cheetos reklamı yer alıyor.


Bo hicvini yalnızca stand-up ile sınırlamıyor; eğlence sektörünün diğer kollarını da hedef alıyor. Rap müziğin beyan gücünü kaybedip anlamsız kelime kalabalıklarına dönüşmesini, country müziğin ise birkaç büyük isim tarafından sömürülür hale gelmesini kendi yazdığı bu müzik türlerindeki şarkılarla ince ama güçlü bir şekilde eleştiriyor. Bunlar, gösteride Bo’nun kişisel düşüncelerini en belirgin şekilde sunduğu nadir anlar.


Sakladığı asıl karakterini ise 45. dakikadan sonra neredeyse hiçbir komedyenin yapamayacağı kadar gerçekçi bir biçimde ortaya çıkarıyor. Gösterinin başında işaret ettiği komedyenliğin karanlık yüzünü, “Kanye Rant” bölümünde bütünüyle açığa vuruyor. Kanye West’in turnelerindeki melodi eşlikli konuşma formatını kendine uyarlayan Bo, sahnede tek başına olmanın ağırlığını, izleyiciyi güldürme zorunluluğunu, bunun parayla yapılıyor olmasının getirdiği çelişkileri ve tüm bunların akıl sağlığı üzerindeki yıpratıcı etkisini çarpıcı bir içtenlikle aktarıyor. Bölümün başlangıcında Pringles kutusuna elinin sığmaması veya burritosunun içindeki etlerin dökülmesi gibi önemsiz meselelerden bahsederek yarattığı tezat ise hem sıkıntılarının ciddiyetini vurguluyor hem de mizahı koruyor. YouTube’da büyümüş bir sanatçı olarak izleyicinin yüz kazandığı ve onunla fiziksel yakınlık içinde olduğu bu yeni ortam, Bo için taşınması zor bir yük yaratıyor. Sahnedeyken mutlu olamayacak kadar huzursuz ve rahatlamak için bunu seyircisiyle paylaşmaya çalışıyor. Gösterinin sonunda yer alan video ise onun sahneden inip kendi “mutlu” hayatına döndüğünü ima ediyor.


Burnham’ın gösterilerindeki teatral üslubun tesadüfî olduğunu düşünmüyorum. Make Happy teknik açıdan incelendiğinde epik tiyatro motifleri barındırdığı görülüyor. Bo, dördüncü duvarın yıkıntıları üzerinde dans ederken müzik ve ışığı bir stand-up gösterisi için olağanüstü etkili bir biçimde kullanışı Bertolt Brecht’e "Bizim zamanımızda LED ışık olsa ben de yapardım," dedirtiyor. “Kanye Rant”e eşlik eden dramatik sinematografi, Bo’nun beyanlarını ustalıkla öne çıkarıyor; yalnızlık ve seyirci beklentisi baskısı temaları ışıklandırma yoluyla da görünür hale geliyor.


Bo Burnham, stand-up için geç kalınmış bir yenilik. Sahnede anlatılanların bütünüyle kurgu olduğu gerçeğini saklamayıp aksine ilk gösterisinden beri seyircisine haykırıyor ve Y kuşağının ağırlıkta olduğu izleyici kitlesi bu şeffaflığı benimsemiş görünüyor. Bo’nun başarısı elbette geleneksel stand-up’ın sonu anlamına gelmiyor; içerik güçlü olduğu sürece formatın belirleyiciliği azalıyor. Ancak vasat komedinin hâkim olduğu bir ortamda yeterince kişisel anı dinlediğimizi ve tekrar eden “yasaklı şakaları” fazlasıyla duyduğumuzu düşünürsek, Burnham’ın getirdiği bu yeni soluk fazlasıyla yerinde.


Make Happy ülkemizde Netflix üzerinden izlenebiliyor.


*Bertolt Brecht, Epik Tiyatro (diyalektik tiyatro) akımının kurucusudur.

 
 
 

Yorumlar


Abonelik Formu

©2021, apatot tarafından kurulmuştur.

bottom of page